Sağlıklı beslenme proteinler, yağlar, vitaminler, karbonhidratlar ve mineraller açısından dengeli ve yeterli beslenmedir. Vücudun bütün besin ögelerine ihtiyacı olduğu için hepsinden dengeli bir şekilde tüketilmesi gerekir.
Beslenmede Yapılan Başlıca Hatalar Nelerdir
- Kahvaltı alışkanlığının kazanılmış olmaması,
- Günde üç satten daha uzun süre aç kalmak,
- Yeterli su tüketilmemesi. Günlük 2 - 2.5 litre su içilmelidir.
- Midenin tıka basa yemekle doldurulması su ve havaya yer bırakılmaması,
- Akşam geç saatlerde yemek yenildikten sonra hemen uykuya geçilmesi,
- Akşam geç saatte ve fazla miktarda meyve yenilmesi,
- Beslenmede tatlılara çok yer verilmesi,
- Kısa süreli şok diyetler yapılması,
- Tek takip beslenmek,
- Fast food beslenme tarzı,
- Aşırı yağlı, katkılı ve şekerli besinleri tüketmek,
- Salata ve makarna soslarının sıkça kullanılması,
- Porsiyonların çok büyük olması,
- Bir öğünü atlayıp diğer öğünde çok yenilmesi,
- Ara öğünler yapmamak,
- Beslenmede hiç ekmek yememek,
- Akşam sadece meyve yiyip yatmak,
- Pilav, makarna, tatlı, mantı, çorba börek gibi yemeklerin aynı öğünde tüketilmesidir.
Beslenme ve Yapılan Ciddi Hatalar.
Günümüzde maalesef özellikle büyük kentlerde doğal gıdalar bulmak son derece zor olup birçok insanın tükettiği rafine edilmiş gıdalar, çok sayıda koruyucu, zehirli böcek ilaçları içermekte olup kimyasal işleme tabi tutularak tatları, renkleri vs. değişmiş, radyasyona maruz kalmış ve genetiği ile oynanmış gıdalardır ve rafine işlemi sırasında içerisindeki besinlerin çok büyük bir bölümü kaybolmaktadır. Günümüzde sağlıklı besin bulmak neredeyse imkansız hale gelmektedir.
Diğer taraftan günümüzde büyük kentlerde birçok insanın beslenme şekli haline gelen hızlı – hazır gıda tarzı beslenme, birçok insan henüz farkına varamamış bile olsa insanlığın vebası haline gelmiştir.
Yoğunluklarını gerekçe gösteren birçok anne-baba maalesef günümüzde bu şekilde beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmişlerdir. Çalışan birçok anne çocuklarını sözde ödüllendirmek amacıyla hamburger, patates vs. gibi sözde besin pazarlayan yerlere götürmekte olup, ciddi bir sektör haline gelmiş olması nedeniyle oyuncak vs. promosyonlu altı ay bozulmayan hamburgerler ile çocuklarını ödüllendirmeye kalkan bilinçsiz annelerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
Bazı anneler ise bu tip yerlere gitmek yerine evdeki yemek kültürünü bu hale getirip ne içerdiklerine bakmaksızın, aldıkları hazır bir takım hazır market ürünlerini evde beş dakika içerisinde pişirip çocuklarının önlerine koymakta ve izledikleri TV dizisinin başına dönmektedirler.
Oysa bu tarz diyetlerin neredeyse tamamını en fazla asit oluşturan 3 yiyecek türü oluşturmaktadır. Hayvansal ürünler (et, yumurta, yağ ve süt ürünleri), rafine beyaz nişasta (Kızarmış patates, beyaz ekmek, pastalar vs.) ve çoğu zaman GDO'lu mısır şurubundan üretilen nişasta bazlı şekerin kullanıldığı tatlılar, kekler, bisküviler ve meşrubatlar.
Günümüzde, birçok batı ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bu tarz beslenen insanlar kalorilerinin çok büyük bir kısmını bu üç yiyecek grubundan sağlamakta olup tamamen asidik beslenmeleri ve alkali özellikler sağlayan sebze ve meyvelerden yoksun kalmaları nedeniyle vücutları toksik atıklarla dolmakta ve vücutta mutlaka sağlanması gereken alkali ortam yerine asidik ortam hakim olmakta ve bu şekilde vücut direnci düşürülerek birçok kronik hastalığın ortaya çıkmasına maalesef ortam sağlanmaktadır.
Sağlıklı ve uzun yaşam açısından büyük bir tehdit oluşturan bu tarz beslenme ile savaşmanın tek yolu ; Beslenmemizi, asidik atık oluşumunu azaltacak ve alkali olmayı sağlayacak şekilde tekrar düzenlemek ve hızlı-hazır gıdalar ile beslenmeyi reddederek geleneksel Türk mutfağına uygun beslenmektir.
Alkali olmayı sağlayıp toksik atık oluşumunu azaltan, başka bir deyişle vücudun sindirim yolunda çürümenin ve fermantasyonun asit oluşumuna neden olan reaksiyonlarını engelleyen, besinleri birbirleri ile bağdaştırmayı öğrenmek sağlıklı olabilmek için şarttır, çünkü bu sayede kanda asidite ve dokularda kan zehirlenmesini engellemek yada vücuttaki asidik ve alkali elementlerin dengesini kontrol altında tutabilmek mümkün olabilecektir.
Sağlıklı beslenme için besinleri birbirleriyle bağdaştırmak önemlidir. Bu anlamda ilk ve en önemli kural , hayvansal proteinler ile nişaştalı karbonhidratları birlikte tüketmemektir. Oysa günümüzde teslim olduğumuz hızlı-hazır gıda kültüründe, yediklerimize baktığımızda bu önemli kuralın tamamen ihlal edildiğini görmekteyiz. Et ve patatesin bir arada tüketildiği hamburger ve kızarmış patates, yada içerisinde sosis yada sucuk'un bulunduğu tost ile yumurta, peynir ve yumurtanın karıştırılarak yapıldığı ve ekmekle yenildiği omlet gibi örnekler çoğaltılabilir. Salgın hastalık gibi yayılan hızlı-hazır gıda kültürü, beslenmenin en önemli kuralını yerle bir etmektedir.
Bu kurala uymak için ekmek ve nişastalı karbonhidratları sabah kahvaltısında tüketilirken, eğer mutlaka içerisinde et olan bir yemek yemek istiyorsak bunu akşam yemeğinde ve kesinlikle ekmeksiz tüketmek gerekmektedir. Bu kurala uyduğumuz takdirde bağırsaklarımızda ve midemizdeki asit sorunlarını ve toksik çürümeyi önlememiz mümkün olabilecektir. Et, süt veya peynir yada yoğurt , yumurta ekmek, pirinç veya diğer nişastalı gıdalar ile birlikte tüketildiğinde vücudumuzun gerçeklerinden uzak hareket etmek suretiyle vücudumuzu zora sokuyoruz, çünkü nişastanın sindirimi ağızdaki alkali özellikler taşıyan pityalin enzimi tarafından ağızda başlamakta iken, nişastalı bir gıda ile örneğin et birlikte tüketildiğinde etin ve diğer proteinlerin sindirimi için üretilen asidik özelliklere sahip pepsin, hidroklorik asit ve diğer asit oluşturucu enzimlerin , midede, ağızda başlayan ve sindirimi için alkali ortam gerektiren nişastalı gıdalarla bir arada bulunması vücudumuzu çaresiz bırakmaktadır.
Sonuç olarak nişastalı gıdaların sindirimi için gerekli alkali ortamla, proteinlerin sindirimi için gerekli asidik ortam gereksinimi birbiriyle çelişmekte olup bu iki tip gıda yani nişastalı gıdalar ile proteinli gıdalar birlikte tüketildiğinde her iki gıda tipide sindirilemeyerek fermante olmakta ve çürümektedir ki bunun sonrasında da daha fazla toksin daha fazla asidik atık sindirim yoluna bırakılarak vücutta asidik ortam yaratılmasına neden olarak vücuda zarar verilmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder